top of page

Özel Sektörde Çalışan Psikologlarda Mesleki Tükenmişlik


Günümüz toplumlarındaki meslekler tarafından toplumun sağlık, eğitim, güvenlik ve daha birçok ihtiyacı giderilmektedir. Bu ihtiyaçlara binaen çeşitli hizmet alanlarına rağbet artmıştır (doktor, öğretmen, polis, hemşire, psikolog gibi) (Pines ve Aronson, 1988; Akt. Tümkaya, 1997). Bu meslek dalları ise insanlarla birebir iletişimi ve müdahaleyi gerektirdiği için daha yoğun stres yaşamaktadırlar (Cemaloğlu ve Şahin, 2007).

Ülkemizde tükenmişlik ile ilgili yapılan ların birçoğu sağlık alanlarını, öğretmenleri ve akademisyenleri kapsamaktadır (Topaloğlu, Koç ve Yavuz 2007).

Tükenmişlik bir anda ortaya çıkmaz. Ortaya çıkması için gerekli koşulların hazır olması gerekmektedir. Gün içerisinde yaşanan ani değişiklikler tükenmişliğe kapı açar. Tükenmişlik öncesinde ise kişiyi etkileyebilecek bir olayın varlığından söz etmek mümkündür. Çevrenin baskısı, yakın bir kişinin hastalığı ya da vefatı, mobbing gibi strese neden olan durumlar, tükenmişliğe yol açabilir. Çok nadir de olsa herhangi bir strese neden olan olayla karşılaşılmadan da tükenmişlik görülebilir (Ergene, 2010).

Sanayinin gelişimi ile çalışma ortamlarının gitgide değiştiği görülmektedir. Toplum içinde bir statü elde edebilmek ve ekonomik güç kazanmanın yanı sıra iş yerindeki baskının artması, fiziksel ve psikolojik sağlığı tehdit edecek ortamların oluşması, bireylerin daha zor şartlar altında çalışmasına sebep olmaktadır. Bütün bu sebepler ve kişiler arası ilişkilerin bozulması ve enerjinin azalması gibi sebepler de eklenince, idealler kaybolmaya başlar ve tükenmişlik baş gösterir (Oğuzberk ve Aydın, 2008).

Bilim adamları iyi olmanın yapısını anlamaya çalışmış, iyi olma halinin açıklamasını yapmaya çalışmışlardır. Sağlık kavramının tanımı içerisinde bulunan iyi oluş, öznel ve psikolojik iyi oluş ve yaşam kalitesi ve duygulara verilen tepkileri içinde barındırmaktadır. Bu kavramların tamamı iyi oluşu sağlayan koşullarla ilgilidir (Özen, 2010).

Yaşam kalitesi, tanımı itibariyle zor bir kavramdır. Çünkü devamlı değişim ve gelişim göstermekte, yaşam kalitesinin bireyler arasında tarifi değişebilmektedir. Ayrıca çeşitli faktörlerden de etkilenebilmektedir. Yaşam Kalitesi, algılanan durum ve karşılanan doyum şeklinde tarif edilmiştir. Bu sebeple birçok araştırmacı, yaşam kalitesini çok boyutlu bir kavram olarak nitelendirmiştir (Aras, 2013).

Huzurevlerinde çalışan psikologlar, 60 yaş üstündeki bireylere hizmet vermektedir ve yaşlıların ruh sağlığı ile ilgili incelemeler yapmaktadır. Ruh sağlığı ile ilgili olarak tespit edilen sorunların çözümü için gerekli adımlar psikologlar tarafından atılır. Ayrıca uyum problemi yaşayan yaşlılara yönelik olarak da ilgi alanlarına yönelik çeşitli aktivitelere yönlendirmek ve kurum içerisinde hizmet içi eğitimler düzenlemekle görevlidirler. Rehabilitasyon merkezlerinde çalışan psikologlar ise 17 yaş altındaki kişilere hizmet vermektedir. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklara yönelik olarak bireyselleştirilmiş eğitim planının hazırlanmasında, uygulanmasında ve değerlendirmesinde aktif olarak görev alırlar. Kişilere gerekli psikolojik desteği sağlamak, okul ve veli ile iş birliği yapıp öğrencinin var olan eğitim performansını akranları ile aynı seviyeye getirmeye yardımcı olurlar. Huzurevinde daha çok sürekli bakıma ve ilgiye ihtiyacı olan yaşlılara hizmet verilirken, rehabilitasyon merkezlerinde 17 yaş altındaki kişilere hizmet verilmektedir. Huzurevinde çalışan psikologların, hafta içi ya da hafta sonu nöbet tutması beklenebilecekken, rehabilitasyon merkezlerinde çalışan psikologların nöbet tutmasını gerektiren bir çalışma programı yoktur. Huzurevinde çalışan psikologlar, yaşlıların kurum içerisinde yaşadığı disiplin olaylarında, kurulan komisyonda görev alırlar. Rehabilitasyon merkezlerinde ise yaşanan problemler, aile üyeleri ve öğretmenlerden destek alınarak, çözüme ulaştırılmaya çalışılmaktadır. Huzurevinde kurum bazında çalışan psikologların tek kişi olmasından dolayı iş miktarlarının fazla olması, psikologlardan beklenen görevlerin, rehabilitasyon merkezlerinde çalışan psikologlara göre farklı olması (huzurevinde psikolojik danışmanlık hizmeti verilirken, rehabilitasyon merkezlerinde eğitim hizmeti verilmektedir) ve çalışma düzeninin mesleki tükenmişliğe yol açabileceği düşünülmektedir. Ayrıca huzurevlerinde, rehabilitasyon merkezlerinde olduğu gibi hizmet alan kişilerin aile desteklerinin yeterli olmaması da, psikologların verdikleri hizmeti sekteye uğratabilir, bu durumda psikologların tükenmişliği olumsuz etkilenebilir.

Bireylerin iÅŸ ortamında karşılaÅŸtıkları kiÅŸilerle geçirilen zamanın uzun olması, sürekli aynı kiÅŸilerle iletiÅŸim kurulması, çok sayıdaki kiÅŸiye hizmet verilmesi ve bu kiÅŸilerin çeÅŸitli sorunlarının olması tükenmiÅŸlik düzeyini artırmaktadır (CemaloÄŸlu ve Åžahin, 2007). Akça (2008)’da aynı kiÅŸilere sürekli hizmet verilmesinin tükenmiÅŸliÄŸe sebep olabileceÄŸini belirtmiÅŸtir. Yapılan araÅŸtırmada huzurevinde çalışan psikologların, sürekli aynı kiÅŸilere psikolojik danışmanlık hizmeti vermesi, rehabilitasyon merkezlerinde çalışan psikologlara kıyasla çalışma ÅŸartlarının daha zor olması, huzurevinde çalışan psikologların tükenmiÅŸlik düzeylerinin fazla olacağını düşündürmüştür. Mesleki tükenmiÅŸlik ile yaÅŸam kalitesi ve psikolojik iyi oluÅŸ kavramları birbirinden bağımsız düşünülemeyecek kavramlardır. TükenmiÅŸlik yaÅŸayan bireylerin, yaptığı iÅŸten verim alamaması, iÅŸe gitmek istememesi ya da geç gitmesi, iÅŸ yerinde normalde yapabileceÄŸi iÅŸleri zorlanarak yapmaya baÅŸlaması, bedeninde çeÅŸitli aÄŸrılar hissetmesi, benlik algısının olumsuz olması; yaÅŸam kalitesinin düşmesine sebep olabilir. YaÅŸam kalitesinin düşmesi ise iyi oluÅŸ düzeylerinde azalmaya sebep olabilir (GÃ